By Taner Akçam
English translated
One of the main causes of the problems relating to peace and stability in the region today, Turkey’s own history is not talking
“It is not a holiday but not a holiday”, so why is this genocide article?
The reason is not that the issue should be removed from being discussed only in April; Some new information and documents we found in the Ottoman Archives.
Support gagrule.net Click to Donate
I would like to take this opportunity to thank the Ottoman Archive authorities for making these documents available to the researchers.
A number of documents and information in the archive are enough to completely eliminate doubts and doubts about the issue.
Now we have the chance to speak more clearly and accurately.
The question is very simple: When was the first decision taken for the extermination of the Armenians?
The answer is simple: According to the Ottoman archives, the first destruction decision was taken on 1 December 1914.
Erzurum “Central Committee” has taken the decision. The decision was forwarded to Istanbul on the same day with a “secret” note. In particular, it was requested to destroy the kopy copy of the telegraph in the telegraph ”.
The decision concerned Armenians in the Van and Bitlis provinces.
The verdict in the decision is as follows: “[Article] 4. Both the center and the property will be the leader of the revolution [the leader of the revolution] or the [suspected] Armenians that they will [attack] the Muslims who are already suspected to be bi’t-withholding [pre-arrest] immediately dispatched to Bitlis for destruction. ”
The verdict seeks to collect and destroy those who may be suspected of leading a revolution or attacking Muslims. So, mainly about the male population. It’s kind of a precaution.
The use of the concept of destruction in the document is extremely important.
We know from other sources that this decision taken on 1 December 1914 was put into practice and was not limited to the male population and included women and children.
Destruction in order to eliminate a potential threat is a common feature observed almost in many genocides.
The best known example is the extermination of the Jews of the Nazis.
The first mass extermination of the Jews was carried out in the summer of 1942 by special units known as ins Einsatztruppen..
The aim was to eliminate the possibility of rebellion behind the German troops advancing into Russia. As in the case of the Ottoman Empire, the extermination of the first male population would soon involve women and children.
The decision of 1 December 1914 is limited to one region.
Here comes a second question. Is there a final decision taken, and if so, when?
We can now answer this question in a way that is close to certainty.
There was a final decision for the extermination of the Armenians, which was taken between 15 February and 3 March 1915.
It is Bahaettin Şakir, a member of the Central Committee of Committee of Union and Progress and the head of the Organization, who tells us that such a decision has been taken.
Shakir, on March 3, 1915 the Committee of Union and Progress Island in a letter to the officials, “Society, homeland of this cursed tribe [of Armenians] to recover from a passion … [and] all the Armenians living in Turkey, decided to ruin one until there is, in this regard the government broad authority. The government will give the governor and army commanders the necessary explanation as to how to kill and destroy them. ”
Under the letter is Bahaettin Şakir’s signature.
Now we can easily show that this signature belongs to Şakir.
We have over 100 signatures of Bahaettin Şakir. These are in the Paris Books of the years 1905-1907, where the correspondence of the Committee of Union and Progress Party with the regions was kept. They are both available in our libraries and reprinted in their original form.
Here comes another very important question.
How was the demolition decision taken for a region on 1 December 1914 changed to the final demolition decision in late February?
What are the stages?
What we observe is that there is a process of radicalization.
It is possible to follow this radicalization from the documents in the Ottoman archives.
Many documents in the archive show that after the December 1, 1914 decision, the governors of Bitlis, Van, Erzurum, Mamüretülaziz and Diyarbakır were forced to make a radical decision on the extermination of the central Armenians in Istanbul. In other words, the governors are not simple implementers of the decisions taken in Istanbul, on the contrary, they are an important part of this decision process. We can even say that they are the most pressing factor for a final destruction decision.
The telegrams sent by the governors to Istanbul have another important feature.
The governors never hesitate to use the concept of destruction. They speak of the extermination of the Armenians. Luy It is time for the Armenians to make decisions and commitments, ’they force Istanbul to make a final decision.
Istanbul is cautious in the first place and ver until it gives an order about the Armenians ”according to the needs of the governors.
Bugün bölgede barış ve istikrara ilişkin sorunların en temel nedenlerinden birisi, Türkiye’nin kendi tarihi üzerine konuşmuyor olmasıdır
“Bayram değil seyran değil”, o halde bu soykırım yazısı niye?
Nedeni, konunun sadece Nisan ayında konuşulan bir konu olmaktan çıkartılması gerekliliği değil; Osmanlı Arşivi’nde bulduğumuz bazı yeni bilgi ve belgeler.
Bu vesile ile, Osmanlı Arşiv yetkililerine bu belgeleri araştırmacıların hizmetine sundukları için teşekkür etmek isterim.
Arşivdeki bir dizi belge ve bilgi konu hakkındaki kuşku ve tereddütleri tamamıyla ortadan kaldıracak niteliğe sahip.
Artık daha net ve kesin konuşabilme şansına sahibiz.
Soru çok basit: Ermenilerin imha edilmesi doğrultusunda ilk karar ne zaman alınmıştır?
Cevabı da basit: Eldeki Osmanlı arşiv belgelerine göre, ilk imha kararı 1 Aralık 1914 tarihinde alınmıştır.
Kararı Erzurum “Merkez Komitesi” almıştır. Karar hemen aynı gün “gizli” notuyla İstanbul’a iletilmiştir. Ve özel olarak, “telgrafın telgrafhanedeki kopyası(nın)” imha edilmesi istenmiştir.
Karar Van ve Bitlis vilayetlerindeki Ermenilere ilişkindir.
Alınan karardaki ifade aynen şöyledir: “[Madde] 4. Gerek merkezde ve gerek mülhakâtta rehber-i ihtilal [ihtilal önderi] olacak veyahut İslamlara tasallut edecekleri [saldıracakları] maznun [şüpheli] Ermenilerin şimdiden bi’t-tevkif [önceden tutuklanarak] İslamlara tasallutları görüldüğü takdirde imha edilmek üzere hemen Bitlis’e sevkleri.”
Karar, bir ihtilale önderlik veya Müslümanlara saldırı zanlısı olabileceklerin toplanması ve imha edilmesini istiyor. Yani, esas olarak erkek nüfusa ilişkin. Bir nevi bir ön-tedbir.
İmha etmek kavramının belgede kullanılması son derece önemli.
1 Aralık 1914’de alınan bu kararın uygulamaya konduğunu ve sadece erkek nüfusla sınırlı kalmadığını ve kadın ve çocukları da kapsadığını başka kaynaklardan da biliyoruz.
Potansiyel bir tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla imha hemen birçok soykırımda gözlenen ortak bir özelliktir.
En bilinen örneği Nazilerin Yahudileri imhasıdır.
Yahudilerin ilk kitlesele imhası “Einsatztruppen” olarak bilinen özel birlikler tarafından 1942 yaz aylarında uygulamaya kondu.
Amaç, Rusya içlerine ilerleyen Alman Birliklerinin arkasında ayaklanma ihtimalini ortadan kaldırmak idi. Aynı Osmanlı örneğinde olduğu gibi, ilk önce erkek nüfusa yönelik olan imha uygulaması kısa sürede kadın ve çocukları da kapsayacaktı.
1 Aralık 1914 kararı bir bölge ile sınırlıdır.
Burada ikinci bir soru akla geliyor. Peki alınmış nihayi bir karar var mıdır, varsa ne zaman alınmıştır?
Bu soruya da artık kesinliğe yakın bir tarzda cevap verebiliyoruz.
Ermenilerin imhası için nihayi bir karar vardır ve bu karar 15 Şubat ile 3 Mart 1915 arasında alınmıştır.
Böylesi bir kararın alındığını bize söyleyen İttihat ve Terakki Merkez Komitesi üyesi ve Teşkilat-ı Mahsusa’nın reisi Bahaettin Şakir’dir.
Şakir, 3 Mart 1915’de İttihat ve Terakki Adana görevlisine yazdığı bir mektupta, “Cemiyet, vatanı bu lanetlenmiş kavmin [Ermenilerin] ihtirasından kurtarmaya… [ve] Türkiye’de yaşayan bütün Ermenileri, bir tanesi kalmayıncaya kadar mahvetmeye karar, bu hususta da hükümete geniş yetki vermiştir. Hükümet katledip yok etmenin nasıl gerçekleşeceğikonusunda, vali ve ordu kumandanlarına gerekli izahatı verecektir.”
Mektubun altında Bahaettin Şakir’in imzası vardır.
Bu imzanın Şakir’e ait olduğunu da artık kolaylıkla gösterebiliyoruz.
Elimizde Bahaettin Şakir’e ait 100’ün üzerinde imza örneği vardır. Bunlar, İttihat ve Terakki Partisinin bölgelerle yaptığı yazışmaların tutulduğu 1905-1907 yıllarına ait Paris Defterleri içerisindedir. Hem kütüphanelerimizde mevcuttur hem de orijinal halleri ile yeniden basılmışlardır.
Burada akla çok önemli bir başka soru daha geliyor.
1 Aralık 1914’de bir bölge için alınan imha kararından, Şubat sonlarındaki nihayi imha kararına nasıl geçilmiştir?
Arada hangi aşamalardan geçilmiştir?
Gözlemlediğimiz, ortada bir radikalleşme süreci olduğudur.
Bu radikalleşmeyi Osmanlı arşivindeki belgelerden takip etmek mümkündür.
Arşivde mevcut birçok belge, 1 Aralık 1914 kararından sonra, özellikle Bitlis, Van, Erzurum, Mamüretülaziz ve Diyarbakır valilerinin İstanbul merkezi Ermenilerin imhası konusunda radikal bir karar için zorladıklarını gösteriyor. Yani Valiler, İstanbul’da alınmış kararların basit uygulayıcısı değiller, aksine, bu karar sürecinin önemli bir parçasıdırlar. Hatta İstanbul’u nihayi bir imha kararı için en çok sıkıştıran onlardır, diyebiliriz.
Valilerin İstanbul’a gönderdikleri telgrafların bir başka önemli özelliği daha var.
Valiler, imha kavramını kullanmaktan asla çekinmiyorlar. Son derece açık ve net, Ermenilerin imha edilmesinden söz ediyorlar. “Ermeniler hakkında karâr-ı kat’î ve ta’lîmât verilmesi zamanı gelmiştir,” diyerek İstanbul’u nihayi bir karar almaya zorluyorlar.
İstanbul başta temkinlidir ve “Ermeniler hakkında bir kat’i talimat verinceye kadar” Valilerin, bölgenin ihtiyaçlarına göre
Source: https://hyetert.org/2019/08/21/ermenilerin-imha-karari-1-aralik-1914/