By Zeynep Tozduman, Izmir, Turkey “see Turkish version at the end”
FETVALARLA YÖNETİLEN BİR ÜLKEDE, FARKLI İNANÇ VE KİMLİKLERE RAHAT YOK
Yeni yılın ve Noel’in yaklaştığı bu günlerde son bir aydır radikal İslam inancına sahip din adamları tarafından, bir yandan İslam dışı olan Aleviliği aşağılamakta diğer tarafından Noel karşıtı fetvalar verilerek Hıristiyanların bayramını ‘’Gâvur ‘’ bayramı olarak hor gören propagandalar, tam gaz yapılmaktadır. Din adamlarının bu cesareti nereden aldığı bellidir… Son 12 yıldır AKP iktidarı boyunca yükselen değer olan radikal İslam’ın, böylesi kesimleri, iktidarını sağlamlaştırma uğruna hep beslemiştir. Anadolu coğrafyasında 1400 yıldır Müslüman olmayan inançlara ya hep hakaret edilmiş ya dışlanmış ya soykırım yaşatılmıştır.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen zat, Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince’ye yılbaşı kutlamaları için tepki gösterdi. Antalya’da yılbaşı için hiçbir hazırlık olmadığını belirten Fettah Tamince için Cübbeli Ahmet Hoca, “Bunlar böyle ya, Gâvur yalakaları. Bu milletin de çok bozulanı var. Allah ıslah etsin” dedi.”Millete papazları sevdiriyorlar” .diyerek İslam olmayan inançlara bakış açısını bir kez daha göstermiştir.
Sözde barış ve hoş görüden dem vuran radikal İslamcı din adamları iş bu ülkede, İslam olmayan inançlara geldi mi gerçek yüzünü hemen sergiliyorlar. Oysaki Papazlar da tıpkı hocalar gibi din adamıdır. Sayın Cübbeli, sen papazlara ne kadar saygı duyarsan, papazlar da sana o kadar saygı duyar.Bu ülkede 1915 soykırımında 220 aydının Ayaş’a ve Çankırı’ya sürgününden hemen sonra işte bu bakış açısından ötürü Hıristiyan din adamları ( papazlar, episkoposlar, metropolitler, rahipler, rahibeler) ilk katledilen kesimdir.
Cübbeli, sadece Türkiye’de yaşayan Hıristiyan ve Alevilere hakaret etmekle kalmıyor tabii ki. Cehaletini her alanda gösteriyor. Türkiye’yi ziyaret eden Katolik âleminin ruhani lideri Papa Francesco’yu, İslamiyet’e davet edecek kadar haddini aşabiliyor… Bu kadarına da pes doğrusu dedirten açıklamaların ifade edildiği bir ülkede, ne barıştan ne de hoş görüden söz etmek mümkün değildir. Sözde ileri demokrasi ile yönetiliyoruz ya! Kendinden olmayanın yok sayılması/ yok edilmesini tasavvur eden bir ülkede yüzyıldır tek renkte yaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Cübbeli Ahmet hoca adıyla bilinen zat, basına İslam dışı bir anlayışa sahip olan Anadolu Alevileriyle ilgili bir klipi, hepimiz izledik sanırım.
Alevilerin inancıyla ilgili Cem ve Cem evlerine bakış açısını da dile getiren söz konusu klip, Aleviliği yok sayan, hor gören, Aleviliği İslamlaştırmaya çalışan, Anadolu Aleviliği şahsında Alevi kadınlarını aşağılayan bir kliptir. Bu açıklamanın hemen ardında birçok Alevi kurum ve temsilcileri Cübbeli’yi özre davet etmiştir.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Ali Yıldırım, Cübbeli Ahmet Hoca’dan sözlerini geri almasını ve Alevi toplumundan özür dilemesini istedi. Yıldırım yazılı açıklamasında, Cübbeli Ahmet Hocanın bir gazetede Alevilere, Alevilerin ibadetlerine, Cem evlerine yönelik ağır hakaretlerde bulunduğunu ifade etti.
Beş yaşındaki kendi öz çocuğunu kucağına almaktan bile çekinen ( ”Tahrik oluyormuş”, medyadaki röportajından alıntıdır ) bir insan Kızılbaş kadınları şahsında dünyanın yarısını oluşturan biz kadınlara ( biyolojik bir gerçekliğimiz olan yumurtlama ve sağlıklı olmanın bir işareti olan adet kanaması= Mens, Regl, Hayız durumları ) dil uzatacağına önce kendi nefsine sahip çıksın…Müslüman olmayan inançları haram, günah, yasak olarak gören bu anlayışlar iş Müslüman olmayanın parasını yemeye gelince ne din kalıyor ne de iman!. Bu gün Türkiye sermayesini elinde tutan Koçlar, Eczacıbaşı v.b. Gibi büyük şirketler 1915 soykırımında katledilen Hıristiyanların mallarıyla zengin olmuştur…
Madem Hıristiyan ve Kızılbaşlar bu kadar kötü, neden onlardan yüzyıllardır vergi alıp cami inşa ediyorsunuz, üstelik bir de camilerinizi onların ustalarına yaptırıyorsunuz? Türkiye’de sadece Müslüman değil Alevi ve Hıristiyanlardan (Pis diye nitelediğiniz kadınlardan) alınan vergilerle o Camiler inşa edildi bizler bilmiyor muyuz? … Sonra da o camilerde namaza durup haramdan, günahtan dem vurup takiyye yapıyorsunuz. Bu milleti din, iman, kardeşlik adına kandırdığınız yeter artık. Kabahat sizde değil aslında size inananlarda, kul, köleniz olanlarda.
Meclis bütçesinden Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan pay yetmiyor gibi birde vergi yoluyla farklı inançtaki (Diyanetten hiç hizmet almayan) insanların parasıyla Islama hizmet etmek sizce ne kadar doğrudur? Günahtır, yazıktır, ayıptır beyler!
Kadınları pis, kötü, aşağılık olarak gören bu zihniyetler vergilerimizle bizden çaldıkları paraları neden kirli görmüyorlar? Çok merak ediyorum. Her savaşta ve soykırımda metrukeleri ve kadınları ganimet ( helal) olarak gören bu anlayışlar iş farklı inançlara geldi mi? Hemen aslan kesiliyorlar. Dil uzatmak, hakaret etmek bunların mayasında var herhalde. Alevilerin cem- cem evlerine, kadınlarına dil uzatanlar, önce basındaki sex kliplerine baksın, sonra Kızılbaşlara ve ”Gâvur” diye nitelediği insanlara dil uzatsın.
Türkiye soykırımlarla yüzleşmediği sürece inancım o dur ki radikal İslami güruh aynı insanlık suçunu bu gün bile gözünü kırpmadan işler.
Bu ülkede farklı inançlara soykırım yapmak, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de Kızılbaşlara katliam yapmak serbest, soykırımı ve katliamı anmak ise yasaktır. Varlığını ve iktidarda kalmasını tarikatlara ve cemaatlere borçlu olan AKP; 12 yıllık iktidarında bunlara her türlü imtiyazlar vererek farklı inançların yüreklerine durmaksızın korku saldı. Bundandır, 2014 Haziran’ında Musul/Ninova ile başlayan Şengal ve Kobane ile katliamlara doymayan İŞİD terör örgütünün Türkiye’de yuvalanması.
Unutma! Bir halkın zorla göçerttirilmesine ve zulmüne sessiz kalırsan eğer sıra sana geldiğinde, senin de gidişini / katliamını engelleyecek hiç kimse olmayacaktır…
Cübbeli Ahmet hoca, bir gazetedeki mesajında ise şöyle sesleniyordu cemaatine; sexsin kuvvetli bir sünnet olduğunu belirterek sadece cuma günü değil, Kadir gecesinde bile yapılabileceğini söyledi.
” Böyle bir şey yok, cima yasak şu günde. Kandilde bile yasak değil, aklına takılırsa kadir gecesinde bile sevaptır. Çünkü neden aklında kalacağı zaman namazında sıkıntı verir. Aklında öyle bir fikir varken 100 rekât kılacağına hacetini gör. İdrarının sıkışması gibi, karnının acıkması gibi… İhtiyacını gider iki rekât kıl.”
Din adamının sözlerini niye mi yazdım. Cübbeli Ahmet hoca şahsında bu bakış açısına sahip olan din adamlarının zihniyetinin belden aşağı nasıl baktığını görmeniz içindir. Din, insanla kul arasında olan bir şeydir. İnsanın ne şekilde ibadet edeceği ya da etmeyeceği, nasıl yatacağı, kaç çocuk doğuracağı ya da doğurmayacağı, kimseyi ilgilendirmemeli. Özel hayatlarımızdan tutun da biyolojik yapımıza kadar açıklama yapan / fetva verenler aslında din maskesi altında onlar daha rahat yaşasın diye koca bir ülkeyi sistematik bir şekilde uyuşturuyorlar, inançlar arası düşmanlıklar yaratıyorlar. Bedeniniz öldürenler, ruhunuzu da öldürüyorlar ama siz bunları görmüyorsunuz. Oysaki herkesin inancı da, inançsızlığı da kendisinedir.
Bu gün meclis bütçesinden Ulaştırma ve İskân Bakanlığı bünyesinde 17 araç, Diyanet İşleri başkanlığına ise 124 araç tahsil edilmiştir. Hani İslam’da gösteriş yoktu, mülk Allahın malıydı… Bu yüzden mi? Diyanet İşleri Başkanı 1 milyon TL’lik makam aracına biniyor. Fakire, fukaraya sefalet ücreti, kendilerine gelince hanlar, hamamlar, saraylar, 1 milyon TL’lik makam araçlarını laik görenler, biz hesap sormadığımız için bu gün bu saltanatı yaşıyorsunuz. Bu gün bindiğiniz makam arabası zulüm yaptığınız Kızılbaş ve kadim Hıristiyanlardan alınan çifte vergiler sayesindedir. Alevilere ve bu ülkenin kadim Hıristiyanlarına hakaret eden böylesi sapık anlayışları şiddetle kınıyor, protesto ediyorum.
Kendi kutsalımıza saygı, başkasının kutsalına saygı göstermekten geçer… Bu din olur, ideoloji olur, hayata bakış açısı olur… Aynılaşmak tek tipleşmektir. Farklı düşünceler, farklı inançlar, kültürler, ideolojiler bizi ancak zenginleştirir. Bunu sözde değil, özde yaşatmadığımız sürece acıdan, gözyaşından başka bir şeye sahip olamayız.Gökkuşağı, renklerinden birini kaybetti mi bir ülke çöle döner, Ahlı topraklar kanla sulanır. Güneş bir daha eskisi gibi doğmaz.Birbirimize karşı saygı, sevgi ve hoş görü yoksa orada insanlıktan söz edemeyiz.
Hoş görü kültürü yerleşmiş olan ülkelerde, bırakınız ötekine hakaret etmeyi, bayramlarında tatil bile ilan edilmektedir. Bir gün bu ülkede tüm ötekileştirilenlerin bayramını barış ve hoşgörü içerisinde hep birlikte kutlamak dileğiyle. Ülkemdeki tüm Hıristiyanların Noel bayramı kutlu olsun.
ZEYNEP TOZDUMAN