MINORITY EDUCATION IN TERMS OF CENTURIES THERE IS NOTHING CHANGED
By ZEYNEP TOZDUMAN
2015- 2016 yılı ders zili geçtiğimiz hafta çaldı. Ermeni, Süryani, Rum öğrenciler, yüz yıldır çözülemeyen bir yığın sorunlar, eksiklikler ile yeni bir öğretim yılına başladı. Kürtler ise ana dilde eğitim hakkı için bir haftalık eğitimi boykot kararı aldı. Tek tipçi eğitime karşı çıkan Kürt halkı, bir yandan ötekileştirici, anti demokratik bir eğitim sistemine karşı direnmekte öte yandan 20 Temmuz’dan bu güne ülkenin doğusunda yaşatılan devlet terörüne, sokağa çıkma yasaklarına karşı, yaşam mücadelesi vermekte.
Bu koşullar altında 100 yıldır ayrıştırıcı bir Eğitim sisteminin yakın zamanda düzeltileceği yok gibi görünmekte. Sağlık, Ekonomi, özgürlük ve yaşam hakkının iflas etmiş olduğu bir cumhuriyette yaşıyoruz nicedir.
Osmanlıdan günümüze değin azınlık okullarının yaşadıkları sıkıntılara gelince; Eğitimde sansür, aşağılama, baskı ve yasaklar demoklesin kılıcı gibi azınlıkların tepesinde sürekli durmaktadır.
”1840- 1870 yılları arasında yoğunlaşan Ermeni diline müdahale etme ve değişiklikler yapma girişimleri 1848 devrimlerinden etkilen küçük bir grup olan seçkin Ermeniler tarafından başlatıldı. Bu kültürel ve siyasal gelişmeler Osmanlı Ermenilerinin hayatlarını büyük ölçüde değiştirmiştir. Bu dil ve eğitim siyasetinin Ermeni aydınları arasındaki gücü, Ermeni dilinin modernleşmesinde, Ermeni nizamnamesinin hazırlanmasında en çok da katkı yapanların başında Mithat Paşanın yardımcısı Krikor Odyan gelir”. 1
Ermeni okullarında ortak dersler olarak Ermenice, Fransızca, Türkçe, Matematik, Coğrafya, Ermeni tarihi ve Kutsal Kitap tarihi, Hristiyanlık ve piyano dersleri veriliyordu. Kız çocukları ise bu derslerin yanı sıra el işi, oya gibi dersler de ek olarak görüyorlardı.
”Margosyan tarafından hazırlanan 1857- 1860 yıllarında onaylanmak üzere devlete sunulan Nizamnameyi ”Devlet, uzunca bir süre beklettikten sonra, ‘Devlet içinde devlet olmaz ‘diyerek reddetti. Bu reddedişin bir başka sebebi de ‘Ermeni cematinin ileri gelenleri arasında doğmuş olan çekişmelerdir. 1860 Nizamnamesi Babıali’nin onayını almış bir metin olmamakla birlikte, yaklaşık on beş ay süreyle fiili olarak yürürlüğe girmiş ve Ermeni cemaatinin idari, kurumsal yapısını yenilemiştir. 1860 yılında hazırlanan metin Ermeni milleti anayasası adını taşıyordu Babıali bazı değişikliklerle 1863’te bu metni Ermeni milleti nizamnamesi adıyla kabul etti. Aynı dönemlerde Yahudi cemaati ve Rum cemaati de benzeri nizamnameler hazırladı. Fakat 1863 Nizamnamesi, Ermenilerin statüsü ve metnin modern anayasalarla benzeşmemesi nedeniyle anayasa olarak kabul edilmiyor. Osmanlı- Rus Savaşı’ndan ( 1877- 1878 )sonra gayrimüslim okullarına özellikle mali desteğin verilmemesi nedeniyle azınlıklar kendi çabalarıyla, bağışlarla okullarını ayakta tutmuşlardır. Osmanlı ‘da 1880 yıllarına kadar sadece kitap sansürü mevcut iken gazete sansürü ise çok sonra 1880 yıllarında başladı”. 2 Bu günde Ermeni okullarında aynı uygulama hakim…
1840’lardan günümüze Anadolu’da yaşayan azınlıklar, okul eğitimindeki ders kitaplarından tutun da Ermeni aydınların, yazarların kaleme aldığı kitap ve gazetelerine hep sansür ve baskı uygulanmıştır. Her gelen iktidar, sansür ve baskı uygulamanın dışında Milli eğitimde okutulan Tarih ve İnkilap tarihi derslerinde, Ermenileri düşman sayan nefret edilecek ”hain, düşman” bir halk yaftasıyla ufacık beyinlere sürekli şırınga edildi.
Bu kadar ırkçı ve pan islamist bir eğitimle, Ermeni okulunda okuyan Ermeni bir çocuğun/gencin beyninde yaratacağı travmayı bir kez olsun düşünün, bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Sürekli annesinin, babasının ve ailesinin ”Hain, düşman” edilmesi o çocuğa ne büyük acı verir düşünebiliyor musunuz? Bu çocuklar, sizin çocuğunuz olsaydı tepkiniz nasıl olurdu?.
Osmanlı’dan bu güne Ermeni eğitimine esas ağır darbeyi vuran önlemler dizisi, ders kitaplarının büyük bir kısmının yasaklanmasıyla ilgiliydi ki bunlar edebiyat, tarih ve dinsel konulardır. Bu yasaklar bir halkın; kültürünü, dilini, ananelerini, tarihini ve inancını sonraki kuşaklara aktarması için vazgeçilmezidir. 1915 etnik ve dini bir soykırım ise 1915’den sonra yapılan uygulamalar; tarihi, kültürel, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, dilsel bir soykırımdır.
1890’lı yılların başlangıcına kadar II. Abdülhamit döneminde resmi yazışmalarda Ermenilerin yaşadığı bölgeye ”Ermenistan” denilmesine rağmen hamidiye alaylarının kurulmasından sonra sansür ve yasaklama giderek şiddetlenerek ” Ermenistan” sözcüğünün kullanılması da ilk kez bu dönem Ermeni okullarında yasaklanmıştır.
Osmanlıda II. Abdülhamid’in Ders kitaplarına uyguladığı sansür ve yasaklama dışında en çok sürgün edilen bir dönemdir aynı zamanda. Anayasadaki temel özgürlükler ve kişisel hak güvenceleri de bu dönem hiç olmadığı kadar ihlal edilmiştir.
1890’lı yıllarından sonra Ermeni okullarına ve ders kitaplarına yönelik sistemli bir sansür ve yasaklama uygulamasının güçlendiği, daha önce serbestçe okutulan ders kitaplarının yasaklanmaya başladığı dönemdir. Ermeni Ruhani Meclis’in 1890 yılında Eğitimde eşitsizliğin ve sansürle ilgili devlete yaptığı şikayetin, durumu değiştirmediği yıllardır.
Bu gün liselerde okutulan Tarih ve İnkilap Tarihi derslerinde, Ermenileri ”Hain, düşman, isyan eden, arkadan hançerleyen v.b .gibi ” olarak niteleyen bir çok aşağılamalar, azınlıkların itirazlarına, meclis gündemine getirilmesine rağmen kitaplardan hala silinmemiştir.
Soykırımın yüzüncü yılında azınlıklara eğitimde yapılan anti demokratik uygulamalar, osmanlıda yapılan uygulamaların adeta devamı niteliğindedir. Osmanlı dönemindeki meclisten Ermeni okullarıyla ilgili örnek verecek olursak
”Ermeni Patrikhanesinin Ruhani Meclisi ( Meclis-i Umumi- i Ruhani) 1890 yazında Bab-ı Ali’ye bir şikayet yazısı yollayarak, yasaklanan kitapların kilise ve mekteplerde bin yıldan fazla zamandır okunduğunu ve dolayısıyla bu kitapları illegal yayın statüsüne sokmanın anlamsızlığını vurgulamıştır. Meclis-i Vükela bu şikayet yazısına verdiği yanıtta, metinde ve içeriklerde herhangi bir değişikliğin yapılmadığı kadim eserlerin illegal yayın statüsünde olmadığı, ne var ki bu eserlerin bazı yeni basımlarında orjinallerinde var olmayan işaret ve kodların bulunduğu ve bunların mahzurlu görüldüğü ve dolayısıyla da yasaklandıkları belirtilmiştir. Aynı sıralarda Meclis-i Vükela, Maarif Nezareti’ne gönderdiği bir yazıda Ermeni mekteplerinde okutulan kitaplar ve kullanılan haritalarla ilgili talimatlar vermiştir. Bu talimatlarda, o güne değin Ermeni okullarında kullanılmış olan kitaplara ve haritalara iznin devam ettiği, buna karşın dışarıdan ithal edilen ve üzerinde ‘Ermenistan’,’Ermenistan krallığı’ türünden ibarelerin bulunduğu risalelerin, kitapların ve haritaların bundan böyle Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına giremeyeceği bildirilmiştir. ‘‘3
Tek tip bir eğitim sonucu yaşatılan; fiziksel, psikolojik, sosyolojik baskılardan ötürü soykırımın yüzüncü yılında azınlık okulları yok denecek kadar azalmış durumdadır. Eğitimde baskı ve sansürle okullarını bitiren şanslı öğrencileri mezun olduktan sonra başka bir politika bekliyordu ana yurtlarında. Panislamist politikalar yüzünden azınlık okullarında öğrenim gören çocuklar hayata atıldığında kamu kuruluşlarında (azınlık olmalarından ötürü) ayrımcılığa tabi tutulmakta ve devleti ilgilendiren mesleklerde sırf Ermeni, Süryani, Rum oldukları için görev yapamıyorlar.
Yaşatılan, baskı ve ötekileştirmelerden ötürü kala kala sayıları 70 bin kalan azınlıklar adeta ateş çemberinde yaşatılıyor bu ülkede. Bir zamanlar bu ülkenin Edebiyatına, Tarihine, Sanatına, Ekonomisine, Taş ustalığına, Müziğine yön veren Ermeni halkı ırkçı politikalar tarafından adeta yok sayılmakta, görmemezlikten gelinmektedir. Toplumsal hafızayı resetleyerek, yasaklayarak, baskılayarak bir halkın o topraklardaki geçmişini yok edemezsiniz. Bunu yapan ülkeler ise hep tarihle yargılanmıştır. Devlet değilse de halklar olarak tarihle yargılanmak istemiyorsanız, bir kez olsun onların gözüyle bakalım hayata.
Bir günde olsa Ermeni, Süryani, Rum öğrenci olalım hep birlikte.
ZEYNEP TOZDUMAN
Kaynakçalar
1– Anahide Ter Minassian, Larmenie et I’eveil des Nationalites ( 1800- 1914 ), Editions Privat, 2007, s.495- 496
2– Selçuk Akşin Somel, ”Osmanlı Ermenilerinde Kültür Modernleşmesi, Cemaat okulları ve Abdülhamid Rejimi”, Tarih ve Toplum, Yeni Yaklaşımlar, 2007, S.5 ( 245), S. 87-88
3– M.Herardyan,a.g.e.,s.47-48.