See also Google translated English version after Turkish version.
KATLİAMLAR ÜZERİNE KURULAN BİR CUMHURİYET (Turkish version)
29 Ekim’de ilan edilen Cumhuriyeti anlamak için öncelikle Büyük Millet Meclisinin açılışını ve devrimlerin niçin yapıldığını bilmek gerek.
23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi toplanarak, Mustafa Kemal’in ‘Meclis Başkanı’ seçilmesiyle kanlı bir tarih başladı. M.Kemal ilk iş olarak, savaş suçlusu Malta sürgünlerinin 30.04.1921’de 33 kişinin salıverilmesi ile ilgili bir süreç başlatmıştır. Bu süreç, savaş esirlerinin İngiliz’lerle değişim antlaşmasına ve davanın bitmesine neden olmuştur.
Bu antlaşma İstanbul’daki Sadrazamla değil, temsilcileri olan Bekir Sami Bey aracılığında Ankara hükümeti ile yapılmıştır.
Ardından da 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılarak dini ve siyasi yetkiler birbirinden ayrıldı. Saltanatın kaldırılmasının ana nedeni; ülke yönetiminde ve barış görüşmelerinde iki ayrı hükümetin bulunmasının uygun olmamasından ötürü çift başlılığı ortadan kaldırmak, TBMM’ni Türkiye’de tek yasal güç haline getirmek, yapılacak İnkılâplara zemin hazırlamak ve Ekonomiyi millileştirmektir.
20 Kasım 1922 tarihinde başlayan Lozan Barış Konferansı, aslında yeni Türkiye Devleti’nin sınırlarının çizilmesi içindir. 24 Temmuz 1923’de Lozan Barış Konferansında ağırlıklı olarak siyasal, mali- ekonomik konular ve mübadele görüşülmüştür. Mübadele Sözleşmesi Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanmıştır. Türk-Yunan nüfus mübadelesi, her iki ülke için de “ulus devlet” oluşturmaya yönelik 2 milyon insanı ilgilendiren tarihsel bir trajedidir.
TBMM Hükümeti’nin mübadele isteğinin başlıca iki nedeni vardı. Öncelikli amaç, Batı’nın müdahalesine gerekçe oluşturan azınlıklardan tamamen kurtulmak, İkincisi ise Müslüman unsurların kolayca uyum sağlayabileceği düşüncesiyle, Misakı Milli sınırları içinde “ulus devlete giden yolu açabilmektir.
Azınlıklar açısından Sevr’den daha kötü haklara sahip olan Lozan antlaşmasına göre III. Bölümü (Madde 37- 45) bu hakları düzenlemektedir. Anlaşma’nın 40. Maddesi şöyledir; “Gayrimüslim azınlıklara mensup olan Türk vatandaşları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada diğer Türk vatandaşlarına uygulanan aynı muamele ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Bunlar özellikle giderleri kendilerine ait olmak üzere her türlü hayır kurumuyla, dinsel ya da sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dini ayinleri serbestçe yapmak konularında eşit hakka sahip olacaklardır.”
Antlaşmanın 41. maddesi ise “gayrimüslim azınlıklara mensup Türk vatandaşlarının, önemli oranda bulundukları il ve ilçelerde, söz konusu azınlıklara devlet bütçesi, belediye ya da diğer bütçelerce, eğitim, din ya da hayır için ayrılan tutarlardan, hakkaniyete uygun ölçülerde pay ayrılacaktır” demektedir.
Lozan antlaşmasından günümüze değin bu hakların hiç biri hayata geçirilmedi. Oysaki Sevr antlaşması Kürtlere ve Ermenilere daha geniş imtiyazlar veriyordu. Süryani halkı ise Sevr’de de yoktu. Sevr’de olmayan Süryani halkının Lozan antlaşmasındaki (Azınlık) hakları ise bu güne değin keyfi olarak uygulanmadı. Süryanilerin diğer azınlıklar gibi okul açma ve vakıf kurma hakları gasp edilerek, Türkleştirme politikalarını en acı yaşayanlardı.
29 Ekim’de M.Kemal, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan “Cumhuriyet” önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermesiyle teokratik bir sistemden, kanla inşa edilen cumhuriyete geçilmiştir. TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunun (1921 Anayasası)’da yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini 29 Ekim 1923’de cumhuriyet olarak ilan edilince, Kemalist cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı da Atatürk olmuştur.
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra sıra, ülke içersinde Sünni Türk olmayan unsurları yani Kürtleri eğitim yoluyla asimile etmeye gelmişti. Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), TBMM tarafından, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilerek bir genelge ile mahalle mektepleri – medreseler keyfi olarak kapatılmıştır. Öğretim Birliği Yasasıyla, Misyoner ve azınlık okulları Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetimine girmiş; dinsel ve siyasal amaçlı eğitim yasaklanmış; ders programlarına tarih, coğrafya, yurttaşlık bilgisi, Türkçe dersleri eklenmiştir. Bu dönemde azınlık okullarında okutulan kitaplardan aziz resimleri çıkarılıp, okul binalarındaki haçların indirilmesi istenmiştir. Din esaslarına dayalı eğitim ve din propagandası yapma yasaklarına uymayan yabancı okullar ise kapatıldı.
Bu kanunla Kürtçe eğitimin de önü kesilerek, 1925’de gizlice hazırlanıp uygulamaya konan ‘’şark ıslahat planı’’ ile de Kürtçe konuşulması yasaklanıp, konuşanların cezalandırılması kararlaştırılmıştır.
Ermeni, Rum ve Yahudiler devlet denetiminde de olsa okulları ve eğitim kurumları olmasına rağmen bu haktan Süryaniler hiç yararlandırılmamıştır. Bu yüzden anavatanında yabancı muamelesi gören bir halktır Süryaniler.
Tevhid-i Tedrisat kanunu ile başlangıçta isteğe bağlı bir ders haline getirilmiş olan din dersi; ortaokullarda 1930’da, öğretmen okullarında 1931’de, şehir ilkokullarında 1933’de, köy ilkokullarında 1939’da tamamen müfredattan çıkarıldı. 1939-1948 yılları arasında din derslerinin hiç yer almadığı bir örgün eğitim deneyimi de yaşanmıştır. Bu yasayla Radikal İslamcılar yer altı örgütlenmesine gitmiştir.
M.Kemal, Şeyh Sait İsyanını gerekçe göstererek 5 Haziran 1925’te İ.İnönü’nün başbakanlığında Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarıldı. Parti ileri gelenleri İstiklal Mahkemelerince yargılandılar Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun kapsamı genişletilerek İstiklal Mahkemeleri yeniden kuruldu. Malta sürgünlerinin yargılaması sırasında çalışmayan/yargılamadan uzak olan mahkeme; konu Kemalist rejimin diktatörlüğüne karşı çıkanlar için olunca, işlevsel hale getirildi. Atatürk’e suikast girişimine adları karışan birçok rejim karşıtı ve İttihat ve Terakki Cemiyeti eski üyesi İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırıldı.
25 Kasım 1925’te “Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun” çıkarılıp, Türkiye sınırları içersinde dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklanarak inanç özgürlükleri yok edildi. Bu yasayla Papazların sakallarına, kıyafetlerine, hocaların, şeyhlerin, dedelerin, kılık kıyafetine müdahale edilmiştir.
1925’de çıkarılan şark ıslahat planı, Fırat’ın batısında ve kuzeyinde bulunan Kızılbaş/Alevi Kürtleri öncelikle asimilasyona tabi tutmuştur.1925’ten sonra Kürt/Nakşibendî tekkelerinin yanı sıra Alevi tekkeleri de kapatılmış; ancak 1927’de Bektaşi tekkeleri üzerindeki baskı göreceli olarak yumuşatılırken; Alevi/ Kürt kimlikli Dersim ve çevre dergâhları ve de tekkeleri süresiz kapatılmıştır.
Kemalist devrim dedikleri şey aslında, kadim halklara karşı yapılan sosyal ve kültürel soykırımdır. Antidemokratik yasalarla kılıflanan yasakların ve farklı dilleri yok sayan anlayışların devrimle hiçbir ilgisi yoktur. Kemalist devrimler, az sayıda kalan azınlıklara, Radikal İslamcılara, Kürtlere ve Alevilere karşı yapılmıştır. M.Kemal’de tıpkı 1915 soykırımın mimarları Talat-Cemal-Enver üçlüsü gibi diktatörlük kurarak; Kürtleri, Alevileri, komünistleri ve İslamcıları katletmiştir.
Tek tipçilik ( Tek millet, Tek Bayrak, Tek din ) Bitmedi, sürüyor…
1 Kasım 1928’de, Türk alfabesinin kabulü; çok dillicilikten, tek dilliciliğe geçişin miladıdır. Kemalist hükümet, Eğitimde tek tipçiliği yasalarla zorunlu hale getirip, Ana dilde eğitim hakkını, Türk olmayan halklara vermediği gibi Süryanilere, azınlık olmasına rağmen yasaklayarak 1928’de Süryani okullarını kapatmıştır.
Bu ülkenin kadim halkları olan azınlıklar ve anadili Türkçe olmayan halklar ,’’ Türkçe konuş vatandaş ‘’ kampanyaları ile psikolojik ve kültürel baskılar sonucu anadillerinde isim koymaya bile korktular, dahası ana dillerini kullanamaz hale geldiler. Süryaniler ise Lozan haklarından yararlandırılmadığı gibi çocuklarına çoğunlukla Türkçe isim vermek zorunda kaldılar.
Bu ülkede Hıristiyan halklara katliamlar 1914’de başlamadı elbet. 1915’i baz alırsak 1924 Süryani/Nasturi katliamına kadar sistematik olarak genocid devam etmiştir. Azınlıklara yapılan katliamlar üzerine kurulan cumhuriyet, daha sonra da Kürt ve alevi katliamları ile varlığını idame ettirmiştir. 1915’den,Cumhuriyete ve günümüze değin soykırım şekil değiştirse de devam ediyor. 1.5 milyon insanın kanı üzerine kurulan cumhuriyet, bu ülkenin en kadim halklarını ya yasalarla asimile etmeye ya da korkutup ülkeyi terk etmeye zorladı.
Cumhuriyet, işte bu ahval ve şartlarda kuruldu. 1915’den günümüze değin yaşatılan tüm katliamlar; vicdani ve hukuksal olarak bu ülkede yargılanmadığı, eşit yurttaşlık hakkı hayata geçirilmediği sürece bizler ‘’Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime’’ türküsünü daha çok söyleyeceğiz.
The following are English version Translated by Google
Massacres in the Republic established
Announced on October 29 the opening of the Grand National Assembly of the Republic and the revolutions in order to understand the need to know was why .
Gathered in the Grand National Assembly in Ankara on 23 April 1920 , Mustafa Kemal ‘ Speaker ‘ election began a bloody history . M.Kemal first job as a war criminal in Malta 04/30/1921 shoots in a process that started with the release of 33 people . This process depletes the case of prisoners of war , and has been İngiliz’lerle treaty change .
This treaty is not the Grand Vizier in Istanbul , with representatives of the government in Ankara , which was brokered by Bekir Sami Bey .
November 1, 1922 abolished the sultanate and then separated from the religious and political powers . The main reason for the abolition of the Sultanate , the government’s management of the country and the presence of two separate peace negotiations because it is not appropriate to eliminate double duality in the National Assembly the power to become the only legal in Turkey , to prepare the ground for Reforms and millileştirmektir economy .
Lausanne Peace Conference began on 20 November 1922 , in fact, is to define the limits of the State of New Turkey . Lausanne Peace Conference on 24 July 1923 mainly political, financial and economic issues discussed and exchanged . Exchange Agreement was signed between Turkey and Greece . Greek-Turkish population exchange , for both countries ” nation-state” is a tragedy of historical interest for creating 2 million people .
There were two main reasons why the Government Parliamentary exchange request . The primary aim of the intervention of the West minorities constitute grounds completely get rid of the idea of second Muslim groups can adapt easily , within the boundaries of the National Pact ” açabilmektir way to the nation-state .
The Lausanne Treaty of Sevres rights for minorities worse by the III . Section ( Article 37 – 45) regulates the rights . 40 of the Agreement Which reads : ” Turkish nationals belonging to non-Muslim minorities , both in law and in practice applied in other Turkish citizens will benefit from the same treatment and the same collateral . These are all types of charities , especially at their own expense , religious or social institutions, any schools and other education and training institutions to establish , manage and control around freely use their language and religious rites shall have an equal right to freely make the issues . ”
41 of the Treaty Article in the ” Turkish citizens belonging to non-Muslim minorities , towns and districts where a significant proportion of these minorities, the state budget , municipal , or other bütçelerce , education , religion, or the amounts allocated for charity , will be devoted to an equitable share of the appropriate size ,” he says .
One of these rights to the Lausanne Treaty was not carried out until today . Whereas the Treaty of Sevres, giving the Kurds and the Armenians larger concessions . There was also the Syrian people at Sevres . Assyrian people do not Sevres treaty of Lausanne ( minority ) rights are not implemented until this day arbitrarily . Assyrians, like other minorities, establishing the foundation of the school opening and extortion by law , the most painful yaşayanlardı Turkify policies .
M.Kemal on October 29 , drafted after consultation with representatives of “Republican ” motion of a theocratic system vermesiyle Grand National Assembly of Turkey , which was built with blood, the republic was adopted. Parliament , the Law of Fundamental Organization (1921 Constitution ), the change in the state government form October 29, 1923 when it was declared as a republic , Kemal Atatürk, who was the first president of the Kemalist republic .
After the establishment of the Republic as the country that elements within the Sunni Kurds in Turkey do not come to assimilate through education . Unification of Education Law ( Education Union Act) , by the Parliament , was adopted on 3 March 1924 with a circular neighborhood schools – madrassas arbitrarily closed. Education Act of Union , the control and supervision of the missionary entered the minority schools and the Ministry of Education , religious and political purposes prohibited by training , curricula history, geography, civics , Turkish lessons are added. During this period, cherished photos removed from the books taught in minority schools , the school buildings were asked to reduce crosses . Do not comply with the principles of religion -based education and the prohibition of proselytism in foreign schools were closed.
Cut in the front of this law, education in Kurdish , secretly prepared and implemented in 1925, orient the reform plan” with ” banned Kurdish language , decided to punish speakers .
Armenians, Greeks and Jews, although state control despite the fact that schools and educational institutions are denied their right to the Syrians . Therefore, the homeland of the Assyrians a people treated as foreign .
Beginning with the Unification of Education Law , which has been converted into an optional religious education course , in 1930, secondary schools , teacher training colleges in 1931 , the city primary schools in 1933 , the village was the curriculum of primary schools in 1939, completely . Between the years 1939-1948 does not include religious instruction in a formal educational experience to the experienced. This law regulates the organization of radical Islamists went underground .
M.Kemal , 5 June 1925 , citing the Sheikh Said Rebellion I.İnönü giving rise to the premiership of Law, dated Calm removed . Treason to the Country Party elders tried Courts Act expanded the scope of Independence Independence Tribunals were re-established . Malta exiles working in a trial / trial court is far from the topic when to oppose the dictatorship of the Kemalist regime , was made functional . Many of the names involved in the assassination attempt against the regime of Atatürk and National Courts, Tribunals for former members of the Committee of Union and Progress Party received .
25 November 1925 ” Law on troop Hats ” were removed within Turkey’s borders, freedom of religious belief prohibiting visited there were no clothes on the street . This law beards priests , clothes , teachers , sheiks , grandfather , has been interfered dress themselves .
Orient the reform plan issued in 1925 , and located in the north west of the Euphrates Kizilbash / Alevi Kurds to assimilate tutmuştur.1925 primarily from the Kurdish / tekkes Naqshbandi lodges were closed down , as well as Alevi , but softened in 1927, relative to the pressure on the Bektashi lodges , Alevi / dergâhları Kurdish identity and the environment , and the lodges Dersim was closed indefinitely .
What they call the Kemalist revolution , in fact, the ancient social and cultural genocide against the peoples . Kılıflanan law bans anti-democratic revolution and the different understandings of language has nothing to ignore . Kemalist reforms , the few remaining minorities , radical Islamists have been made against the Kurds and Alevis . M.Kemal ‘ architects of the genocide in 1915 , just as the trio of Talat , Enver , Cemal – establishing the dictatorship , Kurds , Alevis , the Communists and the Islamists massacred .
Single tipçilik ( one nation , one flag, one religion) over, in progress …
November 1, 1928 , the adoption of the Turkish alphabet ; very dillicilikten single dilliciliğe miladıdır transition . Kemalist government , education becomes mandatory to bring one tipçiliği law , the right to education in the mother tongue , the non-Turkish peoples , nor Assyrians, Syriacs minority schools closed in 1928 , although banning .
The ancient peoples of this country whose mother tongue is not Turkish minorities and peoples, ” ” campaigns speak Turkish citizens in their mother tongue as a result of psychological and cultural pressures were afraid to even put the name , moreover, have become the main language use . Lausanne enjoy none of the rights of children , such as the Assyrians were forced to give the mainly Turkish name .
Massacres of Christian peoples in this country certainly did not start in 1914 . 1924 1915 If the base Assyrian / Nestorian genocid systematically continued until the massacre . Republic founded on the massacres of minorities , then the existence of the Kurdish and Alevi massacres maintained maintenance . In 1915 , the Republic , and may change the shape of genocide continues to this day . Republic founded on the blood of 1.5 million people , or the law of this country’s most ancient peoples to assimilate or scare forced to leave the country .
Of the Republic , that established ahval and conditions . Kept alive until today all the massacres of 1915 , conscientious , and not tried in this country legally , have equal citizenship rights was implemented as long as we tip of the iceberg ,” Bayram , blood drips say more than the song of my heart ” .
Zeynep TOZDUMAN